Seperasyon Anksiyetesi – Ayrılanların Hastalığı
Dr. Hüsamettin Güldoğan
Psikiyatri Uzmanı
Bu hastalık bir aile hastalığı olup, aile bireyleri de birbirlerine bağlı, bağımlı kişilerdir.
Çocuğun evden ya da bağlı ve bağımlı olduğu insanlarda (anne, baba yada çocuğa bakan başka biri) ayrılması ile ilgili gelişimsel olarak uygunsuz ve aşırı bunaltı duymasıyla seyreden bir tablodur.
1-3 yaşları arasında sık olmakla beraber genellikle okul çağına başlayan çocuklarda daha belirgin, şiddetli ve uzun süreli seyredebilir. Yaş ilerledikçe de sosyal uyum bozulmaya başlar, hastalık boyutuna ulaşır. Bu bunaltı bozukluğunun tipik ve en sık görüleni “okul korkusu” olarak adlandırılan durumdur.
Kreş, anaokulu ve ilkokula başlayan çocuklarda sık olmakla beraber ortaokul, lise öğrencilerinde de görülebilir.
Genellikle altta yatan neden, anneden ayrılma korkusudur. Çocuk okula gitmek istemez. Gideceği zamanlarda veya gittiğinde bulantı, kusma, karın ağrısı ya da başka fiziksel ağrı veya yakınmalar (iştahsızlık, baş ağrısı, baş dönmesi v.s) başlar. Ya yoldan geri döner ya da sınıfta dersleri yarım bırakıp eve gelir.
Okula karşı isteksizliğini (korkusunu); arkadaşlarını sevmediğini, rahatsız ettiklerini ya da öğretmeninin kendisine kötü davrandığı şeklinde şikayetlerle ifade edebilir.
Huzursuzluk, sıkıntı, ağlama, hırçınlık, derslerine ve ödevlerine isteksizlik, uykusuzluk, neşesizlik gibi belirtiler de tabloya eşlik eder.
Bağlı bulunduğu kişinin sürekli peşinde dolaşır ve onu bir yere bırakmak istemez, onsuz bir yere de gitmek istemez.
Bu hastalık bir aile hastalığı olup, aile bireyleri de birbirlerine bağlı, bağımlı kişilerdir.
Altta yatan korkular:
* Anne ya da baba kendilerine bir şey olacak korkusunu taşırlar.
* Anne, baba, çocuğa bir şey olacağında korkarlar.
* Anne, baba, çocuğa kendilerine bağımlı olacak şekilde davranış sergilerler.
* Çocuk; anne, babasının yokluğunda kendisine bir şey olacağından korkar.
* Çocuk kendi yokluğunda anne, babasının başına kötü bir şey geleceğinden korkar.
Neler Yapılmalı:
* Çocuk kesinlikle suçlanmamalı.
* Bu veya buna benzer durumun birçok çocukta olabileceği, düzeleceği söylenmeli.
* Okula karşı korkusu varsa okul idaresi, öğretmeni ile işbirliği içinde olunmalı.
* Çocuğa mutlaka okula gitmesi gerektiği, zamanla bu korkunun azalacağı söylenmeli.
* Çocuğun bireysel tedavisi, davranış ve oyun tedavisi ile sürdürülebilir.
* Aile terapisi için profesyonel yardım alınmalıdır.
* Yaş küçükse tedaviye cevap daha iyidir.
DSM-IV Tanı Kriterleri :
- Evden ya da bağlandığı kişilerden ayrıldığında ya da böyle bir ayrılık beklendiğinde aşırı sıkıntı duyma
- Bağlandığı kişileri yitireceğine ya da onların başına bir iş geleceğine dair sürekli bir kaygı duyma
- Kötü bir olayın, bağlandığı kişilerden ayrılmasına yol açacağına ilişkin sürekli ve aşırı kaygı duyma (kaçırılacağı veya kaybolacağı şeklinde).
- Ayrılma korkusundan dolayı, okula ya da başka bir yere gitmeye karşı isteksizlik, reddetme.
- Tek başına evde kalmaya karşı isteksizlik ya da kaygı, korku duyma.
- Bağlandığı kişi yanında olmadan ya da evin dışında uyumaya karşı direnç gösterme yada reddetme.
- Ayrılma konusunda sürekli kabus görme.
- Bağlandığı kişilerden ayrıldığında ya da ayrılık beklendiğinde baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı, kusma gibi fiziksel semptomlar oluşması.
- Bu bozukluğun süresi en az 4 haftadır.
- 18 yaşından önce başlar.
- Bu bozukluk sosyal uyumu bozar, okul ya da başka alanlardaki işlevsellikle bozulmaya neden olur.